Glutatyon
Hücrelerimizin enerji santralleri mitokondrilerdir. Toksinler ve sağlıksız hücresel ortamlarda mitokondriler, hücre solunumu oksijen yerine glukoz ile ilkel bir forma geçtiği için kanserleşmektedirler.
Glutatyon, mitokondrilerin sağlıklı bir şekilde çalışmasını destekleyen, bizi sağlıklı kılan ve hastalıklardan koruyan en önemli moleküllerden biridir. Glutatyona ana anti-oksidan denir, bunun nedeni serbest radikalleri yakalayarak karaciğere taşır ve burada kendisini yenileyerek tekrar işine geri döner. Serbest radikaller, antioksidanlar tarafından etkisiz hale getirilmediklerinde otoimmün hastalıklara, kanser gibi kronik rahatsızlıklara yol açabilirler.
Glutatyon, yaşlanma, kanser, kalp damar hastalıkları, bunama (demans) ve başka birçok kronik/dejeneratif hastalığın önlenmesinde temel öneme sahiptir.
Vücudumuzda doğal olarak üretilen glutatyon, 20 yaşından sonra her on yılda ortalama %10 azalmaktadır.
Her gün maruz kaldığımız toksik ve zararlı maddeler gibi dış faktörler kayda değer miktarda glutatyonun azalmasına sebep olur. Glutatyonun eksikliğine yol açan diğer faktörlerden bazıları: yetersiz beslenme, aşırı egzersiz, yetersiz melatonin üretimi, uyurken ışığa maruz kalma, kronik stres, kaygı, endişe, depresyon olarak sıralanabilir.
Glutatyonun faydaları nelerdir?
Bağışıklık sistemini güçlendirir
Sigara ve alkolün zararlı etkilerini azaltır.
Zihinsel odaklanmaya destek olur.
Yaşlanmayı geciktirir.
Kronik yorgunluğu azaltır.
Kanser hücrelerinin oluşmasını engeller.
Ağır metal, toksin ve serbest radikalleri vücuttan atar.
Cildin yenilenmesini sağlar.
Kasların güçlenmesi ve ağrıların azalmasına yardımcı olur.
GLUTATYON TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?
Glutatyonun vücutta eksikliğinin tamamlanmasının en etkili yolu damar içi tedavisidir. Glutatyon tedavisinin bilinen bir yan etkisi bulunmamaktadır. Tedavi şekli haftada 1 defa 5-7 seans uygulanır. Tek seans 15 dakika sürmektedir. Bu tedavi şekli standart olmamakla birlikte hekimin uygun gördüğü doza ve sıklığa göre değişebilir.